Fatiha, Kuran’ın(Okunan) 114 bölümünden(suresinden) birincisi olup kitabın önsözü niteliği taşır. Allah’ın kitabına giriştir. Aynı zamanda “fatiha” sözlük anlamı olarak “giriş, açılış” demektir. Allah’ın sözünü kısaca ve öz olarak temellendirmiş, inancı en basit biçimde açıklamıştır. 7 ayetten oluşur. Türkçesini anlamsal olarak şöyle aktarabiliriz:
- Bağışlayan, esirgeyen Allah’ın ismiyle
- Övgü, boyutların sahibi Allah’adır.
- Bağışlayandır, esirgeyendir.
- Dinin gününün yönetenidir.
- Yalnız sana kullaşırız. Yalnız senden yardımlanırız.
- Bizi doğruluklandır.
- Bağışladıklarınkine, kızmadıklarınkine, sapmayanlarınkine.
Şimdi satır satır, ayet ayet inceleyelim ve irdeleyelim. Fatiha Kuran’ın biri hariç(Tevbe) tüm surelerinde olduğu gibi besmeleyle başlar. Besmele, Allah’ın kusurları affettiğini, bolca bağışladığını, azıkladığını, Allah’ın sevgisinin yarattıklarını çevrelediğini, sardığını anlatmakta ve her şeye onun “ismiyle” başlamamız gerektiğini vurgulamaktadır. Ardından gelen ayette gerçek övgünün Allah’a olduğu bildirilir ve Allah “rabbil alemin” olarak nitelenir. Kelime anlamı olarak “rab”, “sahip” demekken “alemin”, “boyutlar” anlamına gelir. Yani Allah boyutların sahibidir. “Boyutların sahibi”yle anlatılan; Allah’ın göklerdekilerin, yerdekilerin, arasındakilerin (kısaca evrenin), geçmiştekilerin, gelecektekilerin, görünen ve görülmeyen her şeyin biricik sahibi olduğudur.
Üçüncü ayette Allah bağışlayan, esirgeyen isimleriyle anılır ve Allah’ın sevgisi, sevecenliği, bağışlaması bir kez daha yinelenir. Dördüncü ayette ahiret gerçeğine dikkat çekilir ve öldükten sonra diriltileceğimiz, yargılanacağımız dinin günü anımsatılır. Allah, mezarlıktan kalkım(kıyamet) gününün yöneteni, düzenleyeni, planlayanı olduğunu hepimize sade bir biçimde açıklar.
Beşinci ayette Allah’ın ortaksızlığı, tek tanrıya tapınmamız, ona kulluk etmemiz, onu anmamız, yakarmayı ona yapmamız, yalnız ondan yardım istememiz gerektiği ve zorunluluğu bizim ağzımızdan anlatılır. “Ben” yerine “biz” kullanılır ve bireysellikten çok çoğulculuk vurgulanır. Gene altıncı ayette bireysel bencillik yerine “bizi” doğru yola ulaştırması için Allah’a yakarış konu edilir. “Biz” kelimesiyle anlatılan, Kuran’ın başka bölümlerinde anlatıldığı gibi kendimiz, annemiz, babamız ve inananlardır. Dönüşümüzün Allah’a olduğunu bilmeli, ona teslim olmalı, güvenmeliyiz. Gerçeğe inananlarla birlikte Allah’a varan yola yönlenmek için Allah’a yalvarmalıyız.
Son ayetteyse bu yol tanımlanır ve daha da ayrıntılanır. Bu yolda olanlar Allah’ın güzel bağışlarından faydalanırlar, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmışlardır. Ayette gerçekten, doğrudan sapanlar, Allah’ın kızdığı, öfkelendiği inançsızlar dışlanır ve kötülenir. Ahiretteki Allah’ın yangın cezası cehennem ve sonsuz mutluluk, bağışlama yurdu cennet düşündürülür.
Sonuç olarak diyebiliriz ki Fatiha Kuran-ı Kerim’in(Okunan) açılışıdır. Allah’ın gerçeklerini kullara yani bize özetleyen bir önsözdür, ilahi çağrıya giriştir…